Sarhoşadam Günlüğü – 5. Gün: Bakkaldan Dönüşte Yağmur Yediğimiz Gün

Sabah uyanmadım, sabah beni uyandırdı. Ares, burnunu çeneme bastırarak açık açık “kalk” dedi. Gece bir hayli yazmışım. Defterin sayfaları buruşmuş, bazı yerlerde rakı dökülmüş. En son ne yazdığımı hatırlamıyorum ama satırın ortasında “ke” ile bitmiş bir kelime var. Belki “keşke”, belki de sadece Ares’in patisi kaymış.

Mutfağa gittim. Ekmek bayat, peynirin kenarı sararmış. Ama biz alışkınız. Ares, mama kabına şöyle bir baktı, sonra bana. Klasik göz teması: “Hadi çık, bakkala git.”

Dış kapıyı açarken Ares sıvıştı, merdivenleri benden önce indi. Apartmanın önünde yağmur başlamıştı. Küçük küçük, sinsice yağan bir yağmur. Sanki “çıkarsan azar azar ıslatırım seni” diyen türden.

Bekir Abi’nin bakkalına vardığımızda içeride başka müşteri yoktu. Her zamanki gibi bizi görünce seslendi:
“Ooo, ev sahibi geldi!”
Ben hiç yanıt vermedim, sadece başımı salladım.
“Ne var ne yok?” dedi,
“Hayat var, umut yok,” dedim.
Ares bu sırada kuru mamaların bulunduğu rafa çıkmış, burnunu plastik poşetlere gömmüş. Bekir Abi gülerek “O seçsin en iyisi” dedi.

Aldıklarımızı küçük bir poşete koydu. İçinde bir teneke yaş mama, bir küçük rakı, bir beyaz peynir ve bir kutu kibrit vardı. Poşet hafifti ama hava ağırdı. Kapıdan çıktık, tam köşeyi dönmüştük ki gök yarıldı. Yağmur bir anda bastırdı.

Ares ok gibi fırladı. Önce bir motorun altına girdi, sonra koşarak apartmana doğru yöneldi. Ben mi? Şemsiyem yoktu, çarem de yoktu. Sırılsıklam oldum. Poşet elimde, kendimden nefret eder halde, ayakkabılarım su çekmiş, yokuş yukarı tırmandım.

Apartmanın önünde Naciye Teyze bekliyordu.
“Yağmurdan önce çıkılır mı be oğlum?!” dedi.
Ben sustum. Ares çoktan apartman kapısından içeri girmiş, basamaklarda kendini yalıyor, hiç yaşanmamış gibi davranıyordu.

Eve girdim. Üstümü değiştirmedim. O ıslak halimle sobanın başına geçtim. Ares geldi, kucağıma atladı. Islak tüyleriyle pantolonumu batırdı ama şikâyet etmedim. Çünkü onun sıcağı, sobadan daha gerçekti.

Poşetten rakıyı çıkardım. Ama açmadım. Bugün içmedim. Bugün sadece Ares’le oturduk. Sessizce.

Ben düşündüm:
“İnsan bazen sırf yağmurda ıslanmak için çıkar evden. Çünkü evin içi daha soğuktur.”

Bugünlük bu kadar.
Yarın güneş açar mı bilmem ama Ares, mama rafını yine karıştıracak. Ondan eminim.