Sarhoşadam Günlüğü – 14. Gün: Kutunun Dibindeki Ben

Bugün temizlik günü. Ama klasik anlamda değil. İç temizlik mi derler, yoksa “deşecek yer aramak” mı, bilmiyorum. Soba başında oturuyordum. Ares uyuyordu. Kafasını kolumun üstüne bırakmıştı. Uyandığında miyavlamadı. Sadece kalktı ve kitaplığın alt köşesine doğru yürüdü. Orada tırmalamaya başladı.

Orada ne vardı? Bir şey yoktu sandım önce. Ama Ares ısrarcıydı. Rafın altına eğildim, tozlar arasında eski bir kutu. Gri, hafif paslı bir kutu. Ne zamandır orada bilmiyorum. Ayla gideli mi koydum, babam ölünce mi unuttum, belli değil.

Kutuyu masaya koydum. Ares hemen sandalyeye çıktı, dikkatle izliyor. İçinden eski fotoğraflar, birkaç mektup, bir tane sinema bileti ve Ayla’nın el yazısıyla yazılmış bir kart çıktı.
“Mutlu yıllar, dertsiz geceler…”
Yazının altı silik. Tarih net: 2016.
Gözüm boşluğa kaydı. O geceyi hatırladım. Ayla bana doğum günümde evde iki kişilik masa kurmuştu. Ben geç kalmıştım. Aklım başka yerlerdeydi. O sessizce yemeği toplayıp gitmişti. Bir daha da o kadar sessiz olmamıştı.

Ares patisiyle kartı dürttü. Sonra masanın köşesine geçti. Başını eğdi. Bir kedi böyle mi hüzünlenir? Yoksa ben mi her şeyi dramatize ediyorum?

Fotoğrafların içinden biri elime yapıştı sanki. Eski bir doğum günü pastası, ben, Ayla ve… Ares. Daha yavru. Sadece patileri gözüküyor. Zaman… bazen çok hızlı geçmiş gibi geliyor, bazen hiç geçmemiş gibi.

Kafamın içi doldu. Sanki birisi kutunun içini boşaltmadı da, ruhumun içini devirdi. Ayağa kalktım. Balkona çıktım. Yağmur başlamış. Elimde kart, gözüm sokakta.

Ares geldi. Omzuma çıktı. Başını yana yasladı.
“Unut,” dedi.
Demedi ama dedi işte.

Kutuyu tekrar aldım. Yine masaya koydum. Ama bu sefer içindekileri yırtmadım. Yakmadım da. Sadece kaldırdım. En üst rafa. Ulaşılması zor bir yere.

Ares yere indi. Mama kabına gitti. Ama yemek yemedi. Sadece başını kabın içine sokup bir süre durdu. Sonra yerine geri döndü. Sanki o da geçmişin tadını kaçırmıştı.

Sobanın önüne oturdum. Elimde defter. Bugün yazmak kolay değildi. Ama kalem kendi yolunu buldu. Şunu yazdı:

“Bazı kutular açılmaz. Açıldığında seni içinden çıkarır. Ve sen, o kutunun dibinde kalan eski halinsindir.”

Ares kafasını dizime koydu. Gözlerini kapadı.
Ben hâlâ uyanıktım. Ama içimden bir şey uyuyordu artık.